Bir
lise öğretmeni bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur : “Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?” Öğrenciler tereddütsüz kabul ederler. “O zaman bundan sonra
ne dersem yapacağınıza söz verin. Şimdi yarın ki, ödevinize hazır
olun. Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates
getireceksiniz.”
***
Öğrenciler
bu işten pek bir şey anlamamışlardır. Ama ertesi sabah hepsinin sıralarında
patatesler ve torbalar hazırdır. Kendisine meraklı gözlerle bakan öğrencilere
şöyle der öğretmen:
“Şimdi,
bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın. O kişinin
adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun.”
***
Bazı
öğrenciler torbalarına üçer beşer tane patates koyarken bazılarının torbaları
neredeyse ağzına kadar dolmuştur. Öğretmen, kendisine “peki şimdi ne olacak?” der gibi bakan öğrencilere
ikinci açıklamasını yapar:
Bir
hafta boyunca nereye giderseniz gidin bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız.
Yattığınız yatakta bindiğiniz otobüste, okuldayken sıranızın üstünde, hep
yanınızda olacaklar.
Aradan
bir hafta geçmiştir. Öğretmenleri sınıfa girer girmez, denileni yapmış olan
öğrenciler şikayete başlarlar:
“Hocam
bu kadar torbayı her yere taşımak çok zor”
“Hocam
patatesler kokmaya başladı”
“Vallahi
insanlar tuhaf bakıyor artık bana”
“Hem
sıkıldık, hem yorulduk”
***
Öğretmen
gülerek öğrencilerine şu dersi verir: Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendinizi
cezalandırıyorsunuz. Kendinizi ruhunuzda ağır yükler taşımaya mahkûm
ediyorsunuz. Affetmeyi karşınızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyorsunuz.
Halbuki affetmek en
başta kendinize yaptığınız bir iyiliktir.
alıntıdır…