10 Nisan 2016 Pazar

Başarılı Girişimciler

Başarılı Girişimciler 

Çoğu mütevazı bir yaşamdan gelir. Steve Jobs, orta direkten bir ailede yetişmişti. Tıpkı Oracle’ın kurucusu ve CEO’su Larry Ellison gibi. Kraft Foods’un kurucusu James L. Kraft da işe 1903 yılında Chicago’da kapıdan kapıya toptan peynir satarak başlamıştı. Bundan daha mütevazı bir yaşam olabilir mi?
Tutkuları vardır. Şef Bobby Flay, yiyecek ve yemek pişirme konusunda o kadar tutkuluydu ki, daha 8 yaşındayken kendisine Noel hediyesi olarak kolay pişiren bir fırın alınmasını istemişti. Program yazma veya bilgisayar çipi tasarımının kendileri için bir tutku olduğunu söyleyen düzinelerce yazılım ve donanım tasarımcısı tanıdım. Çoğunluğu olmasa da, pek çok başarılı girişimci de, belli bir endüstri dalı veya sektör üzerinde odaklanmaya eğilimlidir.
Çoğu eylem insanıdır. Son, büyük hayaller kurup dikkatli planlar yapsa da, her zaman bir eylem adamı olmuştur. Tüm yaşamı, kariyeri ve şirket geçmişi, bir biri ardından gelen büyük olaylarla doludur. Aynı şekilde, Bill Gates de daha önce bir benzerini hiç yapmamış olduğu halde, IBM’in yeni üreteceği kişisel bilgisayarı için bir işletim sistemi oluşturmayı kabul etmişti. Sonra 50.000 Dolar ödeyerek bir sistem (QDOS) satın aldı ve o sistemle üretilen her bilgisayar için kendisine ödenen lisans ücretleriyle milyarlar kazandı.
Düşündüklerini açıkça söyleyen mükemmeliyetçi kişilerdir. Atari’nin kurucusu Nolan Bushnell, Steve Jobs’un şirketteki ilk gününde Bushnell’in ofisine girerek “Bence gerçekten mükemmel bir şirketiniz var. Her şeyin oldukça düzgün olduğunu gördüm, ama lehimli bağlantılarınız berbat” dediğini söylüyor. Bushnell “O zaman düzeltelim” deyince, Jobs “zaten düzelteceğim” demiş. Jobs’un kusurlara ve olanla yetinmeye hiç tahammülü yoktu. Onu özgün ve başarılı yapan özelliği de buydu.
Başladıkları noktada kalmazlar. Şirket kuran birçok girişimci ve risk sermayedarı size ilk bulunan fikrin genellikle büyük bir şey olmadığını söyleyecektir. 3M’in kurucuları işe zımpara taşı üretmek amacıyla korindon madeni çıkararak başlamıştı. “Korindon” un anortozite dönüştüğünü gördüklerinde, bunu zımpara kâğıdı üretmek için kullanmayı denediler. Ama o da olmadı. Bu olay, yüzyılın başlarında yaşanmıştı. Post-it notlarını ise sanırım 75 yıl sonra yarattılar. Ama o arada yüz binlerce buluş ve ürün üzerinde çalışmışlardı.
Bütün bunları girişimci olmak isteyen sizlere güzel bir tavsiye olarak özetleyecek olsam, şöyle söyleyebilirim: Sizi başkalarından farklı kılan tuhaf özellikleriniz varsa, onları mutlaka benimseyin ve amacınıza ulaşmak için kullanın. Her birimizin kendine has tuhaf yanları vardır ve fark yaratan da genellikle bu özelliklerdir.

Kaynak: Entrepreneur




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Blog Arşivi